1. (a) yıkanıp temizlenmek/çıkmak.
    This stain didn't wash out: Bu leke çıkmadı. (b) su ile sürüklenmek/yıkılmak.

    The road was washed out during the storm. (c) solmak, yıkanınca rengi atmak, (d)
    k.d. iptal etmek.
    The whole plan was washed out. (e)
    argo elenmek, başaramamak, tardedilmek, kovulmak.
    He washed out after one semester.
çalkamak Fiil
çalkalamak Fiil
sel basması, sel suları ile sürükle(n)me, sel çukuru, su ile aşınma. İsim
hezimet, tam başarısızlık, fiyasko, iflâs.
That whole plan of yours was a washout after all, and cost us a lot of money. İsim
başarısız kimse. İsim
bir yolu yıkamak Fiil
(a) (utandırıcı bir durum) eninde sonunda /günün birinde ortaya çıkmak, herkesçe duyulmak, şayi olmak,
(b) sonu iyi gelmek, sonunda her şey düzelmek/temize çıkmak.
boyası yıkanınca çıkar
navlun ücretinde yüzde 20 indirim yapmak Fiil